MrJazsohanisharma

Kur'an'da Namaz Yok!

 


Kur’an’da Namaz Yok!


Kur’an’da namazın olmadığı artık herkesin malumu, ilkokul çocukları bile Kur’an’da namazın olmadığını öğrendiler. Yıllardır çağımızın aydınları bu konuda halkımızı aydınlattılar(!).


Geçen ay tam da 28 şubatta ne hikmetse(!) Kur’an’ı Kerim’de başörtüsü emrinin olmadığını öğrendik. Hadisler zaten güvenilir değil. 14 asırdır bu ümmetin yetiştirdiği ulemalarda hata etmişler. Örfi bir şeyi dini diyerek halka yutturmuşlar meğerse.


Geçen günde bir ders halkasında bir arkadaş, "Hocam iş yerindeki arkadaşlar Kur’an’da oruç emri yok diyerek oruç tutmuyorlar." dedi. Maşallah gün geçmiyor ki emir ve yasakların Kur’an’da olmadığının farkına varmayalım. Her gün bir şeyin Kur’an’da olmadığının farkına varıyoruz(!).


Dinimizi kimden, kimlerden öğreniyoruz? Bu gidiş nereye? Artık mezhebimiz chatgpt oldu. Amelde ve itikadda ona bağlıyız. Yada izlediğimiz bir shorts videosuna. Çünkü şu sakallı herifler sahtekar(!), yeni nesil okuyor araştırıyor. Maşallah barekallah(!)


Buhari ve Müslim’de geçen bir hadis-i şerifte peygamberimiz(sav) şöyle buyuruyor:


“Şüphesiz Allah, ilmi insanlardan çekip almakla değil, alimlerin ruhlarını kabzetmek suretiyle kaldıracaktır. Nihayet hiçbir alim bırakmayınca insanlar kendilerine cahil birtakım kimseleri öncüler edinirler. Bunlara (soru) sorulur, onlar da ilimsiz fetva verirler de hem kendileri saparlar, hem halkı saptırırlar.”


Tam da bu çağı yaşıyoruz. Tam olarak bunu!

Bu hadis peygamber efendimizin(sav) mucizesi değilse nedir?

Kardeşlerim! Hevanıza uymayın! Ve bu hevasından konuşan kimseler sizleri aldatmasın!

Şu ayet-i kerimeleri bir tefekkür edelim:


O gün, onların yüzleri ateşte evirilip çevirilirken; “Ah! Keşke biz, Allah’a itaat etseydik, peygamber’e de itaat etseydik.” diyecekler.

Ve diyecekler ki: “Ey Rabbimiz! Doğrusu biz, efendilerimize ve büyüklerimize (onların isteklerine, hevâlarına ve çağırdıklarına) uyduk, (onlar) da bizi (hak) yoldan saptırdı.”

“Ey Rabbimiz! Onlara azaptan iki kat ver ve onları büyük bir lanetle rahmetinden kov.”[1]


Demek ki bu dünyada kimlerin izinden gittiğimizden bizler sorumluyuz. Kıyamet günü: 

"Ya Rabbi! Çok takipçisi vardı ben doğru söylüyor sandım." mı diyeceğiz? 

"Ya Rabbi! Yapay zeka benden akıllıydı bende ona tabi oldum." mu diyeceğiz?

 Halimiz ahvalimiz böyle ise, bu bizim için çok büyük bir pişmanlık olacak! Biz o heva ve hevesinden din adına konuşan hokkabazları takip etsek de onlar bizden kıyamet günü süratle uzaklaşacak.


İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır.

Uyanlar şöyle derler: “Keşke dünyaya bir dönüşümüz olsaydı da onların şimdi bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşsaydık.” Böylece Allah, onlara işledikleri fiilleri pişmanlık kaynağı olarak gösterir. Onlar ateşten çıkacak da değillerdir.[2]


İkinci bir şansımız yok! Bu dünyada dinimizi kimlerden öğrendiğimize dikkat etmek durumundayız. Bizlere Buhari’yi, Müslim’i kötüleyenler dini onlardan daha mı iyi biliyorlar? İmam Azamları, İmam Şafileri, İmam Malikleri adam yerine koymayanlar ne kadar adamlar?


Bu ümmetin 14 asırlık tecrübesi varken neden 20’li, 30’lu yaşlardaki insanların tecrübesine ittiba ediyoruz?


Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Yaptığınızı güzel yapın; Allah güzel yapanları sever.[3]


Bir kimse bu ümmetin şu kadar alimi varken, eserleri elimizdeyken, onların talebelerinin eserleri elimizdeyken yine de bunlara kör ve sağır kesilip filanca kimselere tabi oluyorsa kıyamet günü bir mazereti olmayacak!


Namaz yok, oruç yok neyle gireceğiz cennete?

İçki haram değil başörtüsü farz değil. Ne güzel din nefsimize göre.


Rabbim bizleri sırat-ı müstakimden ayırmasın.

Dua eder dua beklerim.

 

 



[1] Ahzab Suresi 66-68

[2] Bakara Suresi 166-167

[3] Bakara Suresi 196

2 Yorumlar

Yorum Gönder
Daha yeni Daha eski