Meal Okumalı Mı?


(Not: Görseldeki meal tavsiye niteliğinde konulmuştur.)

Bu sorunun tek bir cevabı olduğunu düşünmüyorum. Sorunun cevabı soruyu soran kişiye bağlı olarak değişmektedir. Birazdan izah edeceğim ancak herkese açık bir mecrada bu sorunun kısa cevabı: “Hayır, okunmamalıdır.”

Yazı serilerimizi takip eden arkadaşların “Onu okuma bunu okuma sen ne olsun istiyorsun hocam?” dediklerini duyar gibiyim. 😊


Öncelikle şunu izah edelim. Meal nedir?


Sözlükte “dönmek, ıslah etmek” vb. anlamlara gelen evl kökünden mimli masdar olan meâl, “ulaşılan hedef, gaye” mânasında masdar-isim olarak da kullanılır.[1] Aynı kökten te’vîl tefsir, fıkıh, kelâm gibi ilimlere dair kaynaklarda “naslardaki bir lafza taşıdığı muhtemel mânalardan birini yüklemek, kapalılığı gidermek” anlamında sıkça geçer.


Meâl “te’vilin kazandırdığı yorumun neticesi” anlamına da gelir. Ancak meâl kelimesinin terimleşme sürecinde “evl” kökünün “eksilme, eksiltme” şeklindeki anlamının esas alındığı düşünülürse meâl Kur’an’ın harfi harfine değil mâna ve mefhum itibariyle tercümesi, dolayısıyla eksik çeviri olarak değerlendirilebilir.[2]


Bu bilgilerin şu açıdan çok mühim olduğunu düşünüyorum:

Meal, Kur’an-ı Kerim’in kendisi değil bilakis eksik ve noksan tercümesidir. Filanca kimsenin Kur’an’ı Kerim’in ayetleri okuyup anladığını kendi dili ile ifade etmesidir. Dolayısı ile biz meal okurken Kur’an’ı değil, filanca kimsenin Kur’an’dan anladığını okumuş oluruz. Bunu bilerek meal okumakta fayda var.


Bir diğer husus, Arapça bilmeyenlerin dahi meal yazabildiği hatta yazdığı şu zaman diliminde çok dikkat edilmesi gerekiyor. Her bulduğumuz meale sarılarak okumamalıyız.


Bununla birlikte altyapısı olmayıp meal okuyan arkadaşlarda bir aydınlanma ve özgüven patlaması yaşanabiliyor. Bu arkadaşlar okudukları mealleri kendi zihin dünyasında anlamlandırıp bir hüküm çıkarıyorlar. Oysa bu iş bu kadar basit değildir. Amm lafız nedir? Has lafız nedir? Emir ne zaman vücub ifade eder istisnaları var mıdır? İlgili ayetlerin delaleti kat’i midir yoksa zanni midir? Ayetler hangi şartlarda tahsis edilir? Nasih hangisi mensuh hangisidir? Bunun gibi pek çok mesele bilinmeden Kur’an’ı Kerim’den daha doğrusu mealden okuyarak çok defa ahkam kesildiğine şahit olmaktayız.


Gerçekten her geçen gün “Usul olmadan, vusül olmaz.” Sözünün doğruluğuna şahit olmaktayız.


Kur’an’ı Kerim mübin bir kitaptır. Açık ve açıklayıcıdır. Ayet-i kerime de bizzat böyle buyrulmaktadır ancak her ayet-i kerime herkes için bu kadar kolay anlaşılır olmayabilir. Kişi zahiren çelişen ayetleri görerek şüphelere, şeytandan gelecek bir takım vesvelere düşebilir. Bu husus cidden çok elzemdir.


Ben hocalarımdan hep şu tavsiyeyi işitmişimdir: 

“Meal tefsir ile hadis şerhi ile beraber okunmalıdır. Tefsir ve şerh okunmasına rağmen bu kitaplar(Tefsirler ve Hadis Şerhleri) hüküm tahkim etme kitapları değildir. Bu fıkhın konusudur. Fukaha ayet ve hadislerden istidlal ile hükümde bulunur. Dolayısı ile kişi bunun için fıkıh kitaplarına başvurmalıdır.”


Bu zikrettiğimiz hususlara riayet edilmediği takdirde kişi maazallah dinden çıkabilir. Veya kendisini Kur’an’ın mesajını anlayıp doğru yolda zannederken farkında olmadan sapkın fikirler içine saplanabilir. Maalesef, bu halde birçok kişiye şahit olduğumuz için meal okunmasını tavsiye etmiyorum.


Tüm bunları söyleyince siz insanların okumayan cahil kimseler olmasını mı istiyorsunuz? Okumayan bu insanlar kolaylıkla kandırılır? Neye hizmet ediyorsunuz? Şeklinde kısmen haklı sorulara maruz kalıyoruz.


Bu yazıları ekseriyetle yakın çevremde paylaşıyorum. Beni tanıyanlar en başta bir öğretmen olarak cehaletle savaştığımı bilirler. Ancak yıllardır bu işin içinde olan birisi olarak dışarıdan bakıldığında görülmeyen tehlikelerden ötürü bu tavsiyeleri yapıyorum.


Peygamberimiz (sav) insanlara Kur’an’ı okuyup kenara çekilmedi bilakis onlara tefsir edip ayetleri açıkladı. Hayatı ile Kur’an’ın nasıl yaşanılacağını bizlere gösterdi. Çeşitli talebeler yetiştirdi. Kendisinden sonra insanlar sadece Kur’an ve hadis okuyarak bizde anlar biz de yaşarız demediler. Sahabe de olsalar fakih olan sahabelere gidip durumu arzettiler sordular. Hakeza tabiin nesli de böyle geldi ve bize kadar insanlar bu dini bu yolla öğrendiler. İlmi bu şekilde tedris ettiler hatta uzun yolculuklara çıktılar.


Bugün tercüme değil direkt Türkçe bir metin olmasına rağmen hukuk metinlerini veya felsefi metinleri herkes anlayabilir mi? Herkes doğru anlayabilir mi? Birtakım kavramların terim manalarını bilmeden ne hukuk ne felsefe metinleri anlaşılabilir. Meal üzerinden din öğrenmek birçok tehlikeyi içerisinde barındırır.


Tüm bu sebepler bu sorunun genel cevabının meal okunmaması yönünde cevaplanmasına sebebiyet vermektedir.


Ancak yazının baş kısmında da belirttiğim üzere bu durum tamamen kişi ile alakalıdır. Kişinin bir temeli varsa, anlayamadığı ya da aklına takılacak yerleri her fırsatta sorabileceği yetkin kimseler var ise bu kimse meal okuyabilir. Hatta bazı kimseler okumalıdır da. Çünkü herkes Arapça öğrenemeyebilir. Ancak ehl-i sünnetin görüşlerini öğrenerek ayet-i kerimelerden kastedileni doğru bir şekilde anlayabilir.


Son olarak Rabbimizin bizlere Kur’an’ın bütün ayetlerini bilmemizi, hepsinin dakik manalarına vakıf olmamızı sorumluluk olarak yüklememiştir. Kişi düzenli olarak katıldığı tefsir halkalarından veya kitaplarından, meallere nazaran çok çok daha istifade eder.


Daha zikredilecek birçok husus bulunmakta ancak yazının okunabilirliği açısından hatırıma gelen en elzem başlıklara değinmeye çalıştım.


Yeri gelmişken bazen meal tavsiyesi isteniyor bu vesile ile okuyacaklara birkaç meal tavsiye edelim.


1. Feyzü’l Furkan – Hasan Tahsin Feyizli

2. Ayet ve Hadislerle Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Meali – M. Yaşar Kandemir

3. Kur’an’ı Kerim Meali – DİB


Rabbim bizlere fayda verecek ilim nasip eylesin. Öğrenciklerimizi yaşamayı nasip eylesin. Ve bizleri sırat-ı müstakimden ayırmasın.

Selam ve dua ile.



[1] Meḳāyîsü’l-luġa, I, 158-162; Lisânü’l-ʿArab, “evl” md.

[2] Detaylı bilgi için bakınız: MEÂL - TDV İslâm Ansiklopedisi

*

Yorum Gönder (0)
Daha yeni Daha eski